“Gün olur başıma kadar mavi, gün olur başıma kadar güneş, gün olur deli gibi…”Orhan Veli
Bizde Filibe olarak da bilinen Plovdiv, Bulgaristan’daki ikinci durağım. Genel olarak Sofya’da Bulgarlar buraya devam edeceğimi duyduklarında mutlu oldular, “asıl orayı görmek lazım” gibi cevaplar verdiler. O zaman şimdi Plovdiv’e gidiyoruz, kimsenin Filibe Köftesi’ni bilmediği şehre.
Sofya hakkında bir beklentiniz var mı? Varsa, muhtemelen düşük bir beklentidir. Mesela benim öyleydi, bu bir ön yargı değil, giden arkadaşlarımın bende yarattığı bir izlenimdi aslında. Yine de yakın diye, biraz da yılbaşı havasını alayım istedim ve yola çıktım. Gidince gördüm ki, Sofya özellikle İstanbul’dan ulaşımın kolay olması sebebiyle çok güzel bir...
Yunanistan’da Kavala’ya yalnızca 40 dakika uzaklıkta bulunuyor Drama şehri. Bir zamanların ticari olarak gelişmiş tütün bölgesi, bugün o ihtişamından uzak… Turistik bir yer olmaması sebebiyle Yunanistan’da hayatın nasıl aktığını görmek için iyi bir nokta.
Birkaç yıl önce, bile isteye haksızlık edip günübirlik geldiğim Samos’u, altı kişilik kalabalık bir grup olarak boydan boya kat etmeye gidiyoruz bu kez. Her yaz en az bir yeni ada hevesimin bu yıl seçtiğimiz durağı oluyor burası. Okuduğum bütün yazılar heyecanımı arttırıyor, beklentimi büyütüyor.
“Şu anda bile etkisi sürüyor, okyanusla karşılaşmamın…”Ataol Behramoğlu / Okyanusla İlk Karşılaşma Lizbon’dan günübirlik ziyaret edebileceğiniz üç ayrı yeri anlatacağım bu yazıda. Çoğu yerde bunun toplu ulaşımla yapılmasının zor olduğu söylense de, aslında mümkün ve hiç de zor değil. Bir diğer rastladığınız bilgi ise bunun pahalı olacağı...
Portekiz'in kuzeyinde, ülkenin en çok turist çeken şehirlerinden biri, şaraplarıyla tüm dünyada tanınan Porto Gezi Rehberi...
Hava çok sıcak, Lizbon 30 derecenin üstünde, şehrin yokuşları ise durumu hiç de kolaylaştırmıyor. Kim nasıl tanıtırsa tanıtsın, o köprüye rağmen bu şehir İstanbul’a hiç mi hiç benzemiyor. Benzediği bir yer var mı derseniz, Avrupa’da o da yok. Kıtanın en batı ucunda, bambaşka bir şehir Lizbon. Fado’nun doğduğu Alfama’sıyla, Bairro...
Her sabah telaşlı bir kuyruk oluşur Eminönü İskelesi’nde. Az sonra hareket edip İstanbul Boğazı’nı arşınlayacak vapurda en güzel yeri kapmak içindir bu telaş. Baharın ilk zamanları ise hele, Boğaziçi en güzel süsünü giyinmiş bekliyor olur sizi.
Evimden 2500 kilometre uzaktayım, ama önüme gelen menüde neler yazdığını anlamak için bu kez İngilizce’ye ihtiyaç duymuyorum. Yemekler de, isimleri de yabancı değil bana. Ufak harf farklılıkları var elbette, ama seçeneklerim arasında kavurma var, tavuk var, balık bile var. Aslında Türk lokantalarının çokluğu düşünülünce bu o kadar garipsenecek bir şey değil...