Mavi Yolculuk Rehberi

“Gün olur başıma kadar mavi, gün olur başıma kadar güneş, gün olur deli gibi…”

Orhan Veli

Mavi Yolculuk Nedir?

Ege ve Akdeniz kıyılarındaki hemen hemen her tatil beldemizden düzenlenen günlük turlar, birkaç günlüğüne kıyıdan uzaklaştığınız ve bir iki koy görüp döndüğünüz tekneler, ya da bir hafta boyunca koy koy gezdiğiniz bir tatil… Bunların hepsine mavi yolculuk deniyor, fakat ben bu yazıda uzun mavi yolculuk türünden bahsedeceğim.

Mavi yolculuk Türkiye’de Halikarnas Balıkçısı tarafından başlatılmış, Sabahattin Eyüboğlu tarafından ismi konulmuş. Bu işin en başında bu turlar nasıl oluyordu okumak isterseniz eğer Azra Erhat’ın Mavi Yolculuk kitabını tavsiye ederim. Kadrolarında Halikarnas Balıkçısı da var.

Çoğunlukla Cumartesi günleri başlayıp, bir sonraki Cumartesi döndüğünüz ve bu bir haftayı teknede geçirdiğiniz bir yolculuk bu. Geri kalan her deneyim biricik… Elbette bazı kurallar var, ama yolculuğun şeklini siz kurabilirsiniz.

Hiç karaya çıkmak istemiyorsanız, karaya yanaşmaz, ya da ikmal için bile olsa karaya inip kendi alışverişinizi yapabilirsiniz. İsterseniz bizim yaptığımız gibi kara yoluyla ulaşımın mümkün olmadığı koylara gidersiniz, isterseniz önemli olan teknede olmak, koylara karadan ulaşımın olması çok mühim değil dersiniz. Ona göre bir rota çizilir.

Sabah saat 7.00, Akvaryum Koyu’nda gün doğuyor.

Mavi Yolculuk Kuralları

Bu elbette değişebilir, fakat ben kendi çıktığımız turun kurallarından bahsedeceğim.

  • İlk madde kaptan her zaman haklıdır ve kaptanın haklı olmadığı durumlarda, ilk madde uygulanır. 🙂
  • Genel olarak teknede ayakkabı ile gezmemenizi bekliyorlar. Eğer böyle konularda çekingen değilseniz yalın ayak gezmek ve bir hafta boyunca ayağınıza hiçbir şey giymemek bir rahatlık ve çok kolay alışılıyor. Eğer “ben her yere basamam öyle” diyorsanız ise ya teknede giymek için aldığınız / ya da teknede giymek için yıkadığınız temiz bir terlikle dolaşabilirsiniz.
  • Tur tarihinden önce liman başkanlığına bildirilmek üzere, tekneye binecek herkesin TC Kimlik Numaraları ve nüfus bilgileri isteniyor.
  • 2020 yazında pandemi sebebiyle (2021 yazında pandeminin devam ediyor olma olasılığına karşılık bu maddeyi yazıyorum) tekneden yolculuk bitmeden inmek, gezinin ortasında yanaşılan bir karadan katılmak ya da yatak kapasitesinin üstünde yolcu almak net bir şekilde yasaklanmış. Örneğin bizim teknemiz 6 kişilikti, fakat bir noktada arkadaşlardan biri gelmek istedi. Bir kişi dışarıda yatar diye düşünüldü, fakat Sahil Güvenlik müsaade etmediği için kabul edilmedi.
  • Yine pandemiyle ilgili olarak, yolculuk esnasında Sahil Güvenlik teknesinin tekneye yanaşıp maske kontrolü yapması söz konusuymuş. Biz hiç denk gelmedik.
  • Elbette kamaralarda sigara içilmiyor.
  • Otel düzeni söz konusu olmadığından, yemek saatleri grubun kararıyla belirleniyor ve herkesin aynı anda yemesi ideal bir durum olarak kabul ediliyor. Çünkü, durmaksızın yemek hazırlanması tekne koşullarında her zaman mümkün değil.
Mavi Yolculuk / İkmal noktamız: Germe Koyu

Mavi Yolculuk Önerileri

Hazırlık konusunda tur öncesi bir öneri listesi geldi bize, ben bireysel deneyimlerimi de katarak bir liste sunacağım bu yazıda.

  • Tekne boyutuna göre değişmekle birlikte, kamaralarınız genellikle otel odaları kadar büyük olmayacak. Bu sebeple büyük bavullarla, ya da çok parçalı eşyalarla tura çıkmayın. Gün içinde güvertede lazım olacak şeyleri barındıracağınız bir sırt çantası ve kabin boy bir bavul yeterli olacaktır. Zaten çok fazla kıyafet götürmenize de gerek yok, teknede basit bir yaşam süreceksiniz.
  • Yanınıza iki ayrı kurulanma havlusu almanızı öneririm. Özellikle denizi çok seviyorsanız. Biz genellikle iki yüzme arasına çok fazla zaman koymadığımızdan, havlularımız kimi zaman nemli kaldı. Aynı şekilde bununla paralel olarak, mayo sayınızı da iki ya da üç yapabilirsiniz. Denizden çıktığınızda ıslak mayoyla koltuklara oturmanız, daha sonrası için o koltukları kullanmayı sıkıntıya sokabilir.
  • Deniz gözlüğü, su altı kamerası gibi şeyler mutlaka işinize yarayacaktır. Ben her koyda genellikle önce kendim yüzüp, sonra kameramla girdim suya. Her koyda farklı bir canlılıkla karşılaştım.
  • Gece güvertede yatmak istiyorsanız mutlaka uyku tulumu ya da battaniye yanınızda bulunsun. Özellikle sabaha karşı serinliğinde lazım olabilir. Unutmayın, mevsim ne olursa olsun denizin ortasındasınız. (Dışarıda yatmak birçok kişinin çok övdüğü, çok sevdiği ve “yıldızların altında uyumak” şeklinde romantize ettiği bir şey tekne yolculuklarında. Zaten komşu teknelerde de dışarıda uyuyan birçok kişi göreceksiniz. Benim evrimsel kodlarım henüz tam olarak bozulmamış ve maalesef tepemde bir çatı olmaması çok rahatsız etti, o yüzden iki kez dışarıda yatmayı denedikten sonra, üçüncü gün içeri girdim.)
  • Yanınıza kitap almayı unutmayın. Yine de bu bir haftada amma kitap bitirilir teknede diye düşünmeyin. Kendi açımdan yüzmekten, kitap okumaya pek fırsat kalmadı. 😀
  • Teknede elektrik var, bazı teknelerde kamaralarda olmadığı oluyor. Gün içinde güvertedeki prizleri kullanabiliyorsunuz.
  • Her ne kadar denizin ortasındayız ve sakinlik istiyoruz diye düşünseniz de bunda zaman da önemli. Bayram gibi resmi tatillerde “denizin ortası” hiç de öyle sakin ve tenha olmuyormuş. Bozburun özelinde aynı anda 200-300 teknenin tura çıktığı olmuş ve insanlar geceleri teknelerini park edecek yer bulmakta bile zorlanmışlar. Yine de sakin zamanları kollamak daha mantıklı sanki.
Mavi Yolculuk / Seyir; Symi Adası görünüyor

Mavi Yolculuk’ta Yeme – İçme

Gördüğüm kadarıyla birçok yolculukta malzeme tedariği size ait. Tabii ki bu konuda tecrübesi olmayanlar, ne kadar malzeme alacaklarını her zaman bilemiyorlar. Bize bir malzeme listesi geldi ve oradan eksiltip – arttırma yoluyla ortaya bir şey çıkardık.

Biz market alışverişini mürettabata bıraktık, dilerseniz siz de yapabiliyorsunuz. Birçok marinada Migros bulunuyor. Fakat yine deneyimle şunu öğrendik, küçük yerlerde alışverişi marinaya bırakmamak daha mantıklı. Aynı anda birçok tekne çıktığından, biz mürettabatın almadığı bazı şeyleri almak üzere markete girdiğimizde boş raflarla göz göze geldik. O sebeple, bir gece önceden alışverişi yapmak ve bozulacak şeyleri bir şekilde buzluklarda muhafaza etmek daha mantıklı gözüküyor.

Teknelerde bir aşçı bulunuyor ve yemek düzenini o sağlıyor. (Büyük teknelerde bu sayı elbette daha fazla olabilir.) Önceden bir menü belirleyebilirsiniz, fakat yolculuk esnasında bu değişecektir. Bizim turumuz özelinde, “haydi bugün şunu yiyelim” şeklinde bir sistem kurabildik.

Biz içkilerimizi kendimiz götürdük, mürettabat yalnızca bira aldılar. Biz çeşitli seyahatlerimizden daha uygun fiyatlarla aldığımız evdeki içkileri tekneye taşıdık. Öğleden sonra seyir esnasındayken bir şarap içmek isteyebiliyorsunuz. Ya da denizden çıktıktan sonra bir bira iyi gidiyor. Biraz fazla kaçırırsanız da denize atlıyorsunuz ve olup bitiyor. 🙂

Bizim en büyük sıkıntımız tatlı konusunda oldu ve karar aldık, bir daha mavi yolculuğa çıkarsak eğer yanımızda 3-4 kilo kuru baklava götüreceğiz. 🙂

Mavi Yolculuk / Seyir; Söğüt’ten Kızıl Ada’ya geçiş.

Mavi Yolculuk Maliyeti

Tahmin edeceğiniz gibi burada net bir maliyetten söz edebilmem mümkün değil. Maalesef birçok tekne Euro üzerinden ücret belirliyor, dolayısıyla o günkü kur maliyeti etkileyecektir.

Genellikle Mayıs – Haziran ve Eylül – Ekim daha düşük sezon olduğundan, ücretler daha uygun oluyor. Bayram gibi resmi tatil zamanlarında ise zirveye ulaşıyor. Bizim arayışımızdan örnek vermem gerekirse, Kurban Bayramı için niyetlendiğimizde alabildiğimiz fiyat 1 hafta ve 7 kişi için 45.000 TL oldu. Bize fazla geldiğinden bayramda çıkma planımızı ertelemiştik. Daha sonra ise Eylül sonu için Bozburun’dan bir fiyat teklifi geldi, gene bir haftalığı 12.000 TL’ye 6 kişilik bir tekne tuttuk. Hemen hemen aynı özelliklere sahip bir başka tekne ise Göcek’te 19.000 TL idi.

Çoğu zaman yemek maliyetleri de size ait oluyor ve tekne ücretinden ayrı ödüyorsunuz. Eğer alışverişinizi kendiniz yapmak ister ve iletişime geçerseniz, bizim listemizi paylaşabilirim.

En nihayetinde son masraf kalemi mürettabata vereceğiniz bahşişler. Bunu değerlendirmek size kalmış.

Bir de tabii seyir esnasında belli başlı yerlerde karaya çıkmak için limana yanaşmak isterseniz bunun maliyeti zaman zaman size yüklenebilir. Yunan Adaları gibi yerleri de duraklar arasına katmak isterseniz Gümrük vergileri, çıkış harçları gibi konular da devreye girecektir.

Mavi Yolculuk / Bencik Koyu

Bizim Mavi Yolculuğumuz

Haritada simgelerin üzerine tek tek tıklayabilir ve Google Haritalar’da görüntüleyebilir, ya da yer isimlerini liste halinde görmek için haritanın sol üst köşesindeki ok işaretine dokunabilirsiniz.

26 Eylül’de, saat 13.30’da ayrılıyoruz Bozburun’dan. Limanda günde 100 kişiye yakın taşıyan teknelerin yanında bizim 6 kişilik teknemiz biraz sandal gibi duruyor. Hava tahminlerinde hiç görülmediği halde rüzgar başlamış durumda, kaptan “hava canlandı” diyor. Bozburun’a yakın bir noktada bulunan Akvaryum Koyu’na giriyoruz, rüzgarı arkadan alacağız.

Böyle rüzgarlar çıktığında denizin her yerinde kıyamet kopar zannederdim, bu yolculukta mutlaka kıpırdamayan yerlerin bulunabildiğini öğreniyorum. Akvaryum Koyu çok hoşumuza gidiyor, denizin rengi muazzam. Nihayet bu güzelliklerin arasında çöp yığınları, çarpık yapılaşma ve saygısız insanlar yok.

Mavi Yolculuk / Akvaryum Koyu

Ertesi sabah gün doğarken harekete geçiyoruz ve mavi yolculuk başlıyor. Yolda bir koya uğrayıp kahvaltımızı yapıyoruz. Suyun rengi yine çok güzel, her seferinde başka bir renk görecek, hepsine hayran olacağız tüm bir hafta boyunca. İstediğimiz an suya ulaşabilmek bizim için büyük bir rahatlık. Suya giriyoruz, yüzüyoruz. Bir sebeple çıkmamız gerekiyor, ama aklımız hep suda.

Mavi Yolculuk

Nitekim burada da kahvaltımızı yaptıktan sonra öğlene kadar yüzüp, sonra konaklama noktamıza ilerliyoruz. Dirsek Bükü’nde kalacağız, Ağıl Koyu diye de biliniyor. Dar bir ağızdan girilen, kocaman bir koy burası. İçeride bir sürü tekne olmasına rağmen suyu tertemiz. Aynı körfezde, yıllar önce çıktığımız günlük turda uğradığımız koyların hepsinde, suyun üzerinde bir yağ tabakası vardı. Üzülmüş ve “denizlerimiz can çekişiyor” demiştim. Denizlerimiz can çekişiyor evet, ama temiz yerler bulmak da hala mümkünmüş.

Mavi Yolculuk / Dirsek Bükü

Bu yolculuğun ilk ve tek gece denizini de bu koyda yapıyoruz. Sonraki akşamlar biraz daha serin geçiyor. Sabah olduğunda hemen deniz… Denizden çıktıktan sonra teknemize ufak bir sandal yanaşıyor, bazlama satıyorlar, sıcacık. Hemen alıyoruz kahvaltıda yemek için.

Kahvaltı sonrası hareket ve ilk durak Ayı Burnu. Burada öğlen yemeği sonrasına kadar kalıyoruz.

Mavi Yolculuk / Ayı Burnu

Ayı Burnu aslında tek teknelik bir koy ve tamamen şans eseri burada yer buluyoruz. Suyun rengi yine şahane. Öğlen yemeğinden sonra bir kez daha yüzüp, o akşamki konaklama noktamıza ilerliyoruz. Kuzbükü… O akşam birkaç tekneyi bir ara tutmuş bir arkadaş grubu var, sürekli birbirleri arasında gidip geliyorlar ve geç vakte kadar yüksek sesli müzik yayını yapılıyor. Hatta bir noktada havai fişek bile atılıyor. Neyse ki bizim kaptan bu durumu anladığından, tekneyi koyun biraz dışında park ediyor. Böylece çok etkilenmiyoruz.

Mavi Yolculuk / Kuzbükü

Ertesi sabah yüzme ve kahvaltının ardından kalkıp, önce Germe Koyu’nda ikmal yapıyoruz. Azalan malzemelerin yenileri geliyor Bozburun’dan. Aslında deniz yoluyla epey uzaktayız, fakat karadan bu koya doğrudan çıkan bir yol var. Dolayısıyla Germe Koyu çok iyi bir intikal noktası oluyor. Genellikle sırf bu amaçla kullanılsa bile, Germe Koyu’nda bile suya atlayasımız geliyor. Renk burada bile harika.

Mavi Yolculuk / Germe Koyu

Biraz önce bahsettiğim yıllar önceki turumuzda Manastır Koyu diye bir yere uğramıştık. O zaman en sevdiğim koy orası olmuştu. Kaptana bunu söyledim ve şimdi yol üstünde oraya uğrayacağız. Fakat Manastır Koyu’na günlük tekneler çok fazla yanaştığı için, biz aynı adanın başka bir noktasına tekneyi park ediyoruz.

Tam denizden çıkıp bir bira açıyorum ki, hafiften rüzgar esmeye başlıyor. Hava durumuna bakıyoruz, ani rüzgar ihtimali gösteriyor. Onun üzerine hemen yakındaki Bencik Koyu’na sığınıyoruz. Zaten gece boyunca dışarıda korkunç bir rüzgar sesi geliyor, ama koyun içi sakin. Neredeyse hiç esmiyor. Bu yolculukta benim en çok hoşuma giden şeylerden biri bu oldu, siz ne yaparsanız, ne isterseniz isteyin. kuralları deniz belirliyor.

Mavi Yolculuk / Bencik Koyu

Sabah sanki hiç rüzgar esmemiş gibi sakin bir havaya uyanıyoruz. Yine denize girip, kahvaltı yapıyoruz. En başından beri asıl rüzgarlı gün bugün olacak diye bekleniyordu, o durumda maalesef değişen bir şey yok. Aslında körfezin bu tarafında hala görmediğimiz yerler var, ama eğer rüzgar Cuma’ya kadar dinmezse dönüşümüz sıkıntılı olacak. Yine körfezin diğer tarafına geçeceğiz o yüzden. Gerçekten yolda deniz bir anda canlanıyor ve rüzgar başlıyor. Neyse ki biz epey yol aldık, körfezin öbür tarafına dönmemize az kaldı. İlk durağımız Tavşan Bükü.

Bu bölge kış aylarında teknelerin bakım için çekildiği yerlerden biriymiş.

Mavi Yolculuk / Bencik Koyu

Tavşan Bükü’nde çok rahat edemiyoruz, rüzgarı çok kesmiyor koy. O sebeple yeniden hareket geçip Kisleli Ada’ya park ediyoruz. Burası da rüzgarı çok kesmiyor, ama deniz de pek kıpırdamıyor. Tekne pek oynamıyor, çünkü tekneyi her koyda iplerle kayalara da bağlıyorlar aynı zamanda. Tekneyi bağlamak ve çözmek başlı başına bir iş.

Bu adada eski bir Rum yerleşimi var, fakat sadece kalıntıları görülebiliyor. Buradaki taşlar zamanında Bozburun’a evler yapabilmek için sandallarla köye taşınmış dediler.

Mavi Yolculuk / Kisleli Ada

Ertesi sabah da rüzgar dinmiyor. Gece biraz zor geçti, rüzgar sebebiyle rahat oturamadık. Sabah rüzgar aynı hızıyla devam ediyor, denize girdikten sonra (hava koşulları bizi denize girmekten nasıl alıkoyabilir?) yola çıkıp, Çomçalık Koyu’na gidiyoruz. Buradan ilk sabah kaldığımız Akvaryum Koyu’na da bir geçiş var. Gidip bakıyoruz, ama tanıyamıyoruz. Epey dalgalı, rüzgar yön değiştirmiş. Çomçalık sakin, su çok güzel gözüküyor. Kendi koyumuzda atlıyoruz suya.

Mavi Yolculuk

Bütün gün Çomçalık’ta geçiyor, burası bu hava koşulunda sığınılacak epey popüler bir yer olsa gerek ki kaptana durmadan yer var mı diye telefon geliyor. Ama yok, daha sabahtan dolmuş durumda koy.

Ertesi sabah rüzgar diniyor nihayet ve Söğüt tarafına geçiyoruz. İlk durak Üç Taş. Daha uzaktan suyun rengi muhteşem. Su altı canlılığı da çok güzel burada. Üç Taş denen kayaların etrafı siyah balıklarla dolu ve kaçmıyorlar insandan. Seyretmeye doyamıyoruz.

Mavi Yolculuk / Üç Taş

Yolda Dar Boğaz diye bir yerden geçiyoruz. Dar ağızlı boğaz burası, o dar ağzın da önemli bir kısmı kaya. Yani sürtmeden geçmek için usta olmak gerekiyor. İki deneme sonrasında geçiyoruz. Boğazda da suyun dibi gözüküyor ve tam geçiş esnasında yanımızda bir Caretta Caretta kafasını uzatıyor.

Mavi Yolculuk / Dar Boğaz

Son gecemizi Kızıl Ada’da geçireceğiz. Öncelikle aynı adada bulunan Datbükü diye bir koya yanaşıyoruz. Sonra ise adanın diğer ucuna gidiyoruz. Artık Bozburun’a çok yakınız. Adanın her iki koyu da çok güzel. Bir şey olsa da bitmese diyoruz, hani sabah fırtına kopsa ve orada kalsak, Bozburun’a ulaşamasak razıyız.

Mavi Yolculuk / Kızıl Ada

Sabah kahvaltıdan sonra iniyoruz tekneden. Yola çıkmadan önce “hayatınızdaki en güzel ikinci mavi yolculuk bu olacak” demişlerdi, “çünkü en güzeli, henüz yapmadığınız mavi yolculuktur…”

O kadar eminiz ki bundan, gelecek sene için şimdiden plan yapıyoruz. İğrenç binaları, saygısız insanları, yerlerdeki çöpleri, trafik stresini, parsellenmiş plajları, fahiş şezlong fiyatlarını unutup en güzel ikinci mavi yolculuğumuzu yeniden yapabilmek için.

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

4 comments