Thassos Adası bir dönem İstanbul’a karayoluyla en yakın ada olması sebebiyle oldukça sık tercih ediliyordu, sonradan bir miktar ilgi azaldı, bu yaz ise Ege adaları açılmayınca birçok insan yine yönünü Thassos Adası’na çevirdi. İşte bu yazı, daha önce havanın nispeten soğuk olduğu sonbahar mevsiminde yaptığım Thassos Adası gezisinin, yazın yaptığım tekrarıyla genişletilmiş halidir.
Yunanistan’a Seyahat Kuralları
2022 yazı itibariyle Yunanistan’a seyahat için Covid-19 bağlantılı herhangi bir ek kural bulunmuyor. Ülke içinde maske zorunluluğunun geri getirilmesi konuşuluyor. Yunanistan’a seyahat için şu an yalnızca Schengen vizesi ya da yeşil pasaporta ihtiyacınız var.
Thassos Adası’na Nasıl Gidilir?
Thassos feribotlarına bineceğiniz Keramoti, eğer ücretli yoldan giderseniz Pazarkule’ye 3 saat, İpsala’ya ise 2 saat uzaklıkta. 2021 Eylül ayı itibariyle Keramoti’ye kadar otoyola sırasıyla 1.20, 1.70 ve 1.90 Euro ödeyeceğiniz gişelerden geçiyorsunuz. Gişelerin yerleri ve sayıları sürekli değişiyor, o yüzden Google Haritalar’a ücretli geçişleri kullanma dediğiniz zaman bile ücret ödemeniz olası. Eğer hiçbir şekilde ücret ödemek istemiyorsanız mavi tabelaları Komotini – Xanthi – Kavala yönünde takip etmeniz ve yolun bir yerinde Keramoti’ye girmeniz gerekiyor.
Güncel feribot saatlerini buradan takip edebilirsiniz: https://www.go-thassos.gr/thassos-ferry-schedules-prices
Feribot ücreti sedan arabalar için 22 Euro, ayrıca şoför dahil tüm yolcular için 4’er Euro vermeniz gerekiyor. Keramoti’den kalkan feribotlar adanın merkezi Limneas’a (bir başka deyişle Thassos Town) yanaşıyor. Yol yaklaşık 40 dakika sürüyor. An itibariyle feribot içerisinde her alanda maske takma mecburiyeti var. Bu yoğun zamanlarda polis tarafından kontrol ediliyor ve takmamanın cezası 150 Euro.
Eğer Thassos’tan araba kiralayacak ve buradan Yunanistan’a toplu ulaşımla gidecekseniz otobüsle Kavala’ya gidebilirsiniz. Kavala’dan da ayrıca Thassos feribotları var. Uçakla Selanik’e gidip, oradan araba kiralayarak Thassos’a geçmek de bir başka seçenek.
Thassos Adası’nda rahat bir tatil için araç sahibi olmanız mutlaka şart gibi bir şey. Adadan motorsiklet ya da ATV tipi araçlar da kiralayabilirsiniz.
Thassos Adası Plajları
Giola
Burası aslında doğal bir lagün, hatta doğal bir yüzme havuzu… Suyunu soğuk beklersiniz böyle bir yerin dışarıdan görünce, fakat o da değil. Denizin tam kıyısında, kayaların ortasında bir çöküntü…
Etraf dümdüz kayalardan oluşuyor, ne bir kum, ne ayağınıza batacak keskin taşlar var. Rehberlerde –ve birçok gezi blogunda- yazanın aksine, Giola’ya ulaşım için 2 kilometre yürümeniz gerekmiyor, artık en azından 1 kilometre yakınına kadar gidebiliyorsunuz. Üstelik Giola’nın hemen üstündeki tavernada yiyip içecekseniz, arabanızı onun otoparkına park edip 400 metrelik bir yürüyüşle ulaşabiliyorsunuz Giola’ya. Üstelik tavernanın fiyatları, diğer yerlere göre yüksek değil.
Papalimani Plajı
2021 yazı itibariyle buradaki tesis kapanmış durumda, fakat muhtemelen gelecek yaz yeni bir yer açılacaktır. Yine de eğer bu yakın zamanlarda gidecekseniz ziyaret edebileceğiniz mis gibi bir bakir plajınız var. Sandalyelerinizi, yaygılarınızı serip bu güzel denizin keyfini hiçbir sınırlama olmadan çıkarabilirsiniz. Denizi gerçekten çok güzel.
Glifoneri Plajı
Thassos’un bence görünüş olarak en güzel plajlarından birisi. Fakat pandemi sebebiyle benim ziyaret etmeyi çok tercih ettiğim bir plaj olmadı. Zira plajın alanı dar, şezlonglar neredeyse birbirine bitişik, sandalye koyabileceğiniz alanlarda da insanlar birbirlerine yakın oturuyorlar. Normal bir zamanda gitmiş olsaydık da bu kadar sıkışık bir ortamı tercih etmezdim, fakat deniz o kadar güzel ki muhtemelen bir girip çıkardım. Plajda aynı zamanda duş da var.
Pachis Plajı
Glifoneri’ye çok yakın, uzun bir kumsal. Dolayısıyla üstünde birkaç tesis var, aynı zamanda sandalye ya da yaygılarınızı atıp, oturabileceğiniz alanlar da mevcut. Plajda mısır veya Berliner gibi şeyler satan seyyar satıcılar da dolaşıyor. Ben bilgilerine sahip olduğum Louloudis Plajı’ndan bahsedeyim. Burada kişi başı 5 Euro harcama şartıyla şezlongları ücretsiz kullanabiliyorsunuz.
Astrida Beach Bar
Adanın biraz güney tarafında bir plaj. İlk sıradaki şezlonglar için 30 Euro, ikinci sıradaki şezlonglar için 20 Euro harcama şartı var. Onun dışındaki şezlonglar ise herhangi bir şey yeme içme karşılığında ücretsiz. Frappe 3.5 Euro, biralar 4 – 4.5 Euro arasında. Günbatımı saati yaklaştığında ufak deniz anaları geldi denizine. Gün içinde ise su gayet güzeldi.
Porto Vathy Marble Plajı
Thassos mermer ocaklarının olduğu bir ada, işte bu plaj da adını bu mermer ocaklarından alıyor. Aşağıya mermer kumundan oluşan bir yoldan iniyorsunuz, eğer toprak yollara alışıksanız çok zorlu bir yol olduğu söylenemez, okuduklarınızdan gözünüz korkmasın. Plajda 10 Euro harcama şartıyla şezlonglardan ücretsiz yararlanabiliyorsunuz.
Aliki Plajı
Sırt sırta vermiş iki koydan oluşuyor burası ve koyların tam ortasında Aliki Harabeleri bulunuyor, zaten arkadaki plajın adı da Ruins (Harabeler) Plajı olarak geçiyor. Burası aslında antik bir liman… Eski dönemlerde, Thassos’tan mermerin ihraç edilip, etrafta ünlenmesini sağlamış olan bir liman… Plajın iki güzel avantajı var; başta söylediğim gibi, iki koydan oluşuyor ve her iki koy da farklı yönlere bakıyor. Dolayısıyla bir taraf rüzgarlıysa, diğer tarafta denize girebilirsiniz ve belki birinden biri kalabalık değilse orayı tercih edebilirsiniz. İkinci avantaj ise, dizili birkaç taverna da plajda sizi bekliyor karnınız acıktığında. Asıl sorun bu plajın da oldukça popüler ve kalabalık olması.
Golden Beach
Adanın en meşhur plajlarından biri, bulunduğu Skala Potamias tam olarak bir İngilizler tatile gelsin diye yapılmış bir yer görünümünde. Denizi dalgalıydı, çok da bir numarası olduğu söylenemez. Tesislerde genellikle şezlonglar herhangi bir şey harcama şartıyla ücretsiz.
Arriba Beach Bar
İlk gün tercih ettiğimiz plaj, otelimize yakın olması sebebiyle burası oldu. Hemen yakınında bir alana kendi sandalye ve yaygılarınızla da oturabiliyorsunuz. Tesiste ise kişi başı 3 Euro harcama yapma şartıyla şezlonglar ücretsiz. Biralar 3.5 – 4.00 Euro arasında. Denizi güzel, sanıyorum sabah saatlerinde daha da güzel oluyordur.
Karnagio Beach Bar
Buranın gün batımı çok güzel, gün içinde genellikle tenha olan bir plaj aynı zamanda. Denizin girişi biraz kayalık, hazırlıklı gitmekte fayda var. Şezlonglar bir şey harcama şartıyla ücretsiz. Zaten gün batımında bir şarap, bir bira ya da bir kokteyl içmek isteyeceksiniz muhtemelen.
Tüm bunların yanında benim haritama işaretleyip, gidemediğim plajlar da oldu. Yazının başına eklediğim haritadan kontrol edebilir, listenize eklemeyi düşünebilirsiniz.
Thassos Adası’nın Köyleri
Limneas (Thassos Town)
Adanın merkez şehri burası, Keramoti’den bineceğiniz feribotlar da sizi buraya bırakacak zaten. Klasik bir ada merkezi gibi bir kordon boyundan ve o kordon boyuna açılan arka sokaklardan oluşan bir merkez burası. Yaz döneminde oldukça hareketli bir çarşısı var. Kordon boyu da epey hareketli.
Akropolis ve Antik Tiyatro gibi tarihi mekanların yanı sıra, bir Antik Agora, arkeoloji müzesi ve bir de yerel yönetim binaları var, bunlar “Eski Liman” denen bölümde bulunuyor. İki gidişimde de açık yakalayamadığım ve açık olduğundan şüphe duyduğum mübadele müzesi de Limneas’ta bulunuyor.
Panagia
İşte adanın en ünlü köyü… Thassos’u 360 derece dönen yolun tam da üzerinde yer alması, burada servis edilen oğlak eti ve siyah, taş çatılı evleri ile ünlenmiş… Hatta 1821’de, on yıl boyunda, adaya başkentlik de yapmış.
Köyde dağdaki su kaynaklarından akıp gelen suları içebileceğiniz çeşmeler ve hatta yazın sıcağında serinlemeniz için de bu suların aktığı bir park bulunuyor. Burada yer alan bir de büyük kilise var ki adada çeşitli dönemlerden kalma kalıntılardaki mermerler kullanılarak yapılmış.
Kallirachi ve Skala Kallirachi
Kallirachi köyünün en önemli özelliklerinden birisi, Bizans dönemine kadar tarihlenebilmiş “Metamorphosis” Kilisesi’ne ev sahipliği yapıyor oluşu… Burası zeytin ağaçlarıyla dolu bir yola ve Kavala manzarasına karşı kurulmuş bir köy. Her yıl Ağustos ayının ilk haftasında büyük bir dans şölenine de ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda Kallirachi’nin deniz kenarında bulunan ve yaz sezonunda popüler konaklama noktalarından biri olan Skala Kallirachi de bizim ikinci gidişimizde konakladığımız yer oldu. Buranın da iki ufak plajı ve restaurantları var.
Skala Maries
Burası amfitiyatro şeklinde tasarlanmış bir balıkçı köyü, aynı zamanda oteller de mevcut. Her ne kadar her an açık olmasa da, köyün tam girişinde yer alan Agios Ioannis Kilisesi görülmeye değer. Ayrıca deniz kıyısında güzel tavernalar da var. Bunlardan ikisinde aklım kaldı, biri Alfas Taverna, diğeri de Coralli Taverna. Buraya gideceğimiz gün yağmur yağıp da tavernaların etrafı bez brandalarla kapatılınca, pandemi sebebiyle kapalı alanlarda yemek yemediğimiz için buradaki rezervasyonumuzu iptal ettik.
Aşağıdaki fotoğraf 2016 yılı Ekim ayından…
Limenaria
Adanın ikinci büyük şehri ve merkezi… Şehrin kuruluş hikayesi ise madenlere dayanıyor. Madenlerin keşfiyle, buraya bir yerleşim yapılmış. Nitekim şehrin henüz girişinde, sizi altın satış mağazaları karşılıyor. Madencilerin kaldığı evlerde yaz aylarında müzikal gösteriler yapılırmış… Hatta sezon dışında, merkez şehir Limenas’tan bile daha canlı geldi bize burası.
Rachoni
Burası Thassos Merkezi’ne çok yakın olan bir dağ köyü. 900 yaşında olduğu söylenen yaşlı zeytin ağaçlarının olduğu bir yolu tırmanarak ulaşıyorsunuz buraya. Meryem Ana’ya adanmış bir kilise, bu köyün en önemli noktalarından biri. Thassos’ta hemen hemen her dağ köyünün, bir de deniz kenarında yerleşimi bulunuyor. Bu köylerin isimleri de, dağ köyünün önüne getirilen “Skala” adı ile tanımlanıyor. Skala Rachoni de böyle bir yer, buradan da aynı zamanda yaz sezonunda feribot seferleri düzenleniyor.
Prinos
Bu köyün en önemli özelliği ise Pazartesi günleri adada kurulan tek pazara ev sahipliği yapıyor olması. Prinos Pazarı, gelen turistleri için de, ada halkı için de çok cazip bir yer. Bize ilginç gelmeyebilir, zira aynı Türkiye’deki pazarlar gibi, bir kısmı ıvır zıvır eşyalar, bir kısmı ünlü markaların taklitleri ve kalan kısım da meyve sebze olarak düzenlenmiş.
Sanırım, Türkiye’den gelip de meyve sebze alarak dönen tek insanlar da bizizdir. Türkiye’de bulamayacağımız doğallıkta fasulyeleri, mısırları görünce dayanamadık…
Theologos
Adanın Osmanlı Dönemi başkenti olan ve bugün için de tarihi dokusunu belki de en iyi korumuş köyü burası… 1912 yılında Thassos, Yunanistan’a katıldıktan sonra ise bu köy gitgide önemini kaybetmiş, bugün için yerleşik nüfus 600 civarında.
Sezon dışında açık olmayan müze ve tarihi kiliseler de köyü güzelleştiren yapılar ve aynı zamanda “katsikaki” denen oğlak etini, bu köyde de yiyebilirsiniz.
Maries
Tüm gün ıssız köylerde dolaşıp, geldik buraya… Karnımız inanılmaz aç, bir şey bulabileceğimize dair umudumuz da yok. Bir köpek çıkıyor ortaya, bize havlamaya başlıyor. Bir kadın çıkıyor ortaya sonrasında, “Lucy…” diye bağırarak, köpeği yanına çağırıyor. Açık bir tavernası var, belli ki orası evi aynı zamanda. “Tüm yemekler yok, ama patates kızartması yiyebilirsiniz” diyor, seve seve kabul ediyoruz. “Yanına da feta peyniri…” diyor, ardından bir de domates hazırlayıp getiriyor. Günün en güzel anını yaşıyoruz. “Yazın görüşürüz” diyoruz, hem yaz gecelerinde canlı müzik de varmış. En nihayet yemek bölümünde anlattığım üzere buraya bir de yazın geliyoruz. Çok güzel oluyor.
Archangelos Manastırı
Giola ve Alki Plajları’nın hemen hemen tam orta noktasında bulunuyor bu manastır. Athos Dağı ve Ege Denizi manzaralı, önü açık, hakim bir tepede kurulu… Bu manastırın tarihiyle ilgili bilinen ilk tarih 1287 ve bina 1835 yılında, bilinmiyor fakat, ya restore edilmiş ya da –nihayet- tamamlanmış. Archangelos ise Theologos köyünün koruyucu azizi –ve tüm Thassos Adası’nın-, 8 Kasım ve Paskalya’dan sonraki haftanın Salı’sında…
Uzaktan görünüşü gerçekten etkileyici bir yer burası, fakat ne var ki içerisinde küçük bir alan dışında tüm binalar ziyarete kapalı. Manastıra erkeklerin şortla girmesi yasak, kadınlar ise yalnızca etekle girebiliyorlar. Kıyafetiniz uygun değilse, girişte size –her bedene uyacak şekilde lastikli- kıyafetler sunuluyor.
Thassos Adası’nda Yeme İçme
Mesogoios (Limneas)
Geçen sefer en çok beğendiğimiz bu restaurantta daha feribottan iner inmez akşam için yer ayırttık. O muhteşem midyeli pilavlarından maalesef artık yapmıyorlar. Fakat kalamar ve bol kepçe getirdikleri ahtapota da bayıldık. Ahtapot, kalamar, Yunan salatası, cacıki ve Babajim uzosundan oluşan soframıza üç kişi 51 Euro ödedik.
Taverna Petsas (Maries)
İlk geldiğimizde sezon dışı olduğundan bahsetmiştim, o yüzden özellikle dağ köylerindeki yerler çoğunlukla kapalıydı. Biz bunu tahmin edemediğimizden öğlen mutlaka yiyecek bir şey buluruz diye aç karnına bu köye gelmiştik ve bu tavernanın sahibi olan kadın sezonu kapatmış olmasına rağmen bize patates kızartmış ve yanına verdiği feta peyniriyle karnımızı doyurmuştu. İşte şimdi buranın açık halini görme zamanı. Çoğunlukla köyün yerlileri olduğunu tahmin ettiğim, herkesin birbirini tanıdığı muhteşem bir ortam. Canlı müzik de ortamı güzelleştiren etkenlerden. Deniz ürünü maalesef yok. Biz Yunan köftesi sucukakia, tavuk souvlaki, cacıki, ızgara patlıcan, bir tür beyaz şarap olan 50’lik Retsina ve bir kadeh tsipouro’dan oluşan masamıza 41 Euro hesap ödedik.
Taverna Elena (Panagia)
Burası adanın en meşhur restaurantlarından birisi, Thassos’un ünlü oğlak etini yemek için sık tercih edilen adreslerden. Porsiyonu 9.5 Euro ve bir porsiyon 300 gram. Oturma alanı biraz sıkışık ve öğlen saatinde çok kalabalık olabiliyor. Biz o kalabalığa girmek istemeyince kapıda ayrı bir masa hazırladılar. Yine de pandemi sonrası dönemde normal alanda yemek yemek de çok zevkli olabilir.
Grill Kallirachi (Skala Kallirachi)
Aslında başka bir yerde rezervasyon yaptırmışken, kendimizi burada bulduk. Şansımıza tam yemek saatinde yağmur indirdi, gideceğimiz yer de denize sıfır, üstü tamamen açık bir restauranttı, öyle olunca burayı tercih ettik. Otelimizin olduğu köydeydi, özellikle yolunuzu buraya düşürmenize gerek yok, ama olur de bizim gibi bir an yaşarsanız tercih edebilirsiniz. Ahtapotu lezzetliydi, salatası güzeldi. Aynı zamanda yine Skala Kallirachi’de yer alan Mitsos Tavernası da bir diğer alternatif.
Remezzo Bar (Limneas)
Thassos merkezinde, yemek sonrası bir şeyler içmek için çok güzel bir yer. Yola sıfır sandalyelerinden gelen geçeni izlemek, denize karşı bir kokteyl ya da bir kahve içmek çok zevkli. Çarşıya çıkan sokakların birinin hemen ağzında, eski liman bölgesinde… Yemek sonrası bence uğrayın.
Sonia’s Fast Food (2016’da gittim – Limenaria)
Limenaria’da, hediyelik eşyacıların bulunduğu, sahil boyuna paralel sokakta bulunan bir yer burası. Daha önce gittiğimizde adı Sonia’s Gyros idi, aynı zamanda souvlaki de yapıyorlar. Gyros, Yunan döneri. Bizdekinden farklı olarak dönere cacıki ve patates kızartması da koyuyorlar. Pita ekmeği arasında yemenizi öneririm. Küçük bir not, genellikle domuz etinden yapılıyor. Tavuk versiyonları da bulunuyor.
Kostis Taverna (2016’da gittim – Limenaria)
,Limenaria köyünde bulunan bu tavernaya, puanı nispeten düşük olmasına rağmen gitmeyi göze aldık, zira diğer yerlerin bir kısmı kapalıydı, birinde ise yemek yiyen kimse yoktu ve ortamın daha “kalabalık” olmasını istediğimizden burayı tercih ettik ve çok da memnun kaldık. Kalamar, hamsi benzeri bir balık olan gavros, rokalı ve kuru üzümlü yeşil salata, cacıki, feta peyniri, iki kadeh uzo ve bir kadeh beyaz şaraptan oluşan siparişimiz neticesinde hesap 41 Euro geldi, hesabı istediğinizde ikram edilen baklavalar da –Yunan baklavalarının genelinin aksine- gayet lezzetliydi.
Aynı zamanda adaya gidenler arasında çok popüler olan, fakat güvendiğim isimlerin yazılarına göre şişirilmiş bir taverna Symi ve yine çok popüler olan, ama bizim es geçtiğimiz Mouses de yazıda adlarını geçirmeden atlamak istemediğim seçenekler.
Bu gezimiz bizim Yunanistan’la 1.5 yıl sınır kapalılığının ardından bir özlem giderme gezisiydi. Umuyorum bir daha birbirimizden bu kadar uzak kalmak zorunda kalmayız komşuyla.
Leave a reply