Kalymnos Adası Gezi Rehberi

Kalymnos, Yunanistan’ın Dodecanase Adaları’na ya da bizim daha iyi tanıyacağımız adıyla On İki Adalar’a bağlı, Bodrum’un açığında ufak bir ada. Geçmişinden bugüne süngercilik temel geçim kaynaklarından, benim anlamadığım ve nedense oradayken çok da sorgulamadığım konu her yerde sünger satılıyor olması. Biraz yola devam edip, gene geçmişinde sünger olan Bodrum’a geldiğimizde “artık sünger yok” şikayetleri duyuyoruz, bizim kıyımızda olmayan sünger, Kalymnos’ta nasıl var? Ya da süngercimiz mi yok artık?

Kalymnos uzaktan yaklaşırken dikkatinizi çekeceği üzere fazlasıyla çorak bir ada, bu çoraklık da hoşuma gidiyor benim. Ada dediğimizde bazen böyle bir görüntü de arıyorum. Yine dikkatinizi çekecek bir nokta adaya yaklaşırken sağ tarafta sürekli tüten bir duman… Adanın doğalgaz yatağı…

Kalymnos tırmanış turizminin de çok yaygın olduğu bir ada, dünyanın her yerinden buraya kaya tırmanışı yapmaya geliyorlarmış. Bizim tek amacımız ise güzel yemekler yiyip, temiz denizlere girmek.

Öyleyse hoşgeldik Kalymnos.

Kalymnos’a / Kalymnos’ta Ulaşım

Bir dönem Bodrum’dan daha çok sefer varken, 2023 yazında yalnızca Cumartesi günleri Turgutreis’ten sefer düzenlendi Kalymnos’a. Bu seferlerin ücretleri tek yön 25, aynı gün dönüş 35 ve farklı gün gidiş dönüş 45 Euro’ydu. Aynı gün dönüş olayı çok mantıklı değil, çünkü adada en fazla 4-5 saat size vakit kalıyor. Kalymnos küçük bir ada olmakla beraber elbette ki bu süre de yeterli değil.

Bu durumda eğer bir hafta kalmayacak ya da Kalymnos’tan başka yerlere gitmeyecekseniz, yukarıdaki sefer sıklığı senaryosunda en mantıklı seçenek Kos üzerinden gitmek oluyor. Kos’a Bodrum’dan istemediğiniz kadar çok sefer var.

Biz gelelim bizi ilgilendiren Kalymnos kısmına. Kos’un Mastichari köyü tam Kalymnos’un karşısında. Buradan Lafasi ve Anem Ferries firmaları günde birkaç sefer düzenliyorlar, Lafasi’nin fiyatı 10, Anem Ferries’in fiyatı ise 8 Euro.

Kos merkezden Mastichari’ye KTEL otobüsleriyle ulaşabiliyorsunuz, yolculuk yarım saat sürüyor ve ücreti 3.2 Euro.

Kos’un merkezinden gitmek isterseniz Dodekanisos Seaways en sık sefer düzenleyen firma olarak karşınıza çıkacak, bu seferlerin ücreti ise 22 Euro. Bir de saatleri denk gelir ve sefer gününü de tutturursanız Blue Star Ferries’i de kullanabilirsiniz, onun ücreti de 7 Euro.

Bu konuda dikkat etmeniz gereken konu ise Bodrum’dan Kos’a varış saatinizin çok yakın zamanına Kalymnos bileti almamanız, çünkü pasaport işlemleri çok uzun sürebiliyor.

Kalymnos’un takdir edersiniz ki çok kısıtlı bir toplu ulaşımı var. Yine de hiç yoktan iyidir, hemen limanda bulunan duraktan otobüs saatlerini kontrol edebilirsiniz.

Biz araba tercih ettik, biraz kalabalık bir ekiptik, o yüzden Auto Market‘ten günlüğü 70 Euro’dan 7 kişilik Fiat Doblo kiraladık.

Bu seyahatimde Airalo’nun e-simlerinden yararlanarak data hattı kullandım. Eğer birden fazla ülkeye gidecekseniz bölgesel paketler alabileceğiniz gibi, ülkelere özgü paketler de tercih edebiliyorsunuz. İlk kullanımınızda karşılıklı 3 dolar indirim kazanabileceğimiz referans linkimle üye olmak için buraya tıklayabilirsiniz

Kalymnos Plajları

Kasonia Plajı

Adanın merkeze en yakın plajı, tam limanın yanında. Sizi bu durum belki korkutabilir, ama denizi gerçekten tertemiz. Kocaman gemiler önünüze yanaşıyor, su yine de billur gibi. Burada nasıl oluyor da oluyor, biz neyi olduramıyoruz, gerçekten anlamıyorum. Plajda iki ufak “kantina” var, bir de hortumdan duş. Kantinalarda ufak tefek yiyecek – içecek bulabiliyorsunuz. Masalar ve şezlonglar da var, buralardan bir şey almanız karşılığında ücretsiz olarak kullanabiliyorsunuz.

Biz bu plaja genellikle otelimizden çıkıp sabah kahvaltı öncesi yüzmesine geldik. Olur da araçsız veya günübirlik gelmişseniz, bu plajı günü değerlendirmek için de göz önünde tutabilirsiniz.

Gefira Plajı

Yine merkeze yakın plajlardan biri… Kasonia’nın denizden bakınca yan koyu denilebilir. Suyun rengi yoldan baktığınızda bile cezbediyor. Yaya olarak giderseniz bir miktar yokuş inip çıkmanız gerekecek. Plajda herhangi bir tesis yok, o yüzden hazırlıklı gitmenizde fayda var.

Vathy

Burası aslında tam olarak bir plaj sayılmaz, bir nevi “haliç” aslında. Deniz epey içeri giriyor ve burayı oluşturuyor. Kos’tan kalkan teknelerin uğrak noktalarından birisi. Ufak da bir köy var ve bu köyün en uç noktasında, teknelerin de yanaştığı yerde, yüzmeniz için ayrılmış ufak bir alan var. Biz gerçekten çok beğendik burayı, değişik bir ortamdı. Suya betondan giriyorsunuz, hemen yüzdüğünüz alandaki tavernanın varlık amacı gelen tur tekneleri sanırım. Ağaç gölgelerine betonun üstüne oturabiliyorsunuz. Bu ufacık yerde duş da var, ama kabin yok.

Arginonta Plajı

Biz buraya rüzgarın denizden estiği bir gün gelmiş bulunduk, o yüzden deniz biraz dalgalıydı, ama plajın gölgesi o kadar iyi geldi ki, bir yere de kıpırdayamadık, oturup kaldık. Denizin dalgalı ve rüzgarın kıyıya doğru esmesi sebebiyle denizin kendi doğal kiri (yosun gibi) gelmişti biraz. Plajda tesis de mevcut, şezlonglar buradan bir şeyler almanız karşılığında ücretsiz.

Pirates of Kalymnos (Emporios)

Emporios adanın en güzel deniz noktalarından biri olarak geçiyor. Bölgede iki çok ünlü tesis var, biri Pirates of Kalymnos, diğeri ise Dreamcatcher. Biz başlıkta gördüğünüz gibi ilkine gittik. deniz biraz taşlık – kayalık. Tesis ise çok güzel, öğlen yemeğimizi de burada yedik ve o güne özel çıkan tavuğun lezzeti hala damağımda. Şezlong ve masalar hem gölgede hem güneşte var, kullanımı bir şeyler tüketmeniz karşılığı ücretsiz. Ayrıca yine ücretsiz yararlanabileceğiniz kanolar da mevcut.

Vlychadia Plajı

Burası benim Vathy ile birlikte Kalymnos’taki iki favori plajımdan biri oldu… Plajın iki ayrı bölümü var, biri taşlık ve diğer kısım ise kumluk. Kum kısımda çocuk yoğunluğu daha fazla. İki tarafta da birer tesis var. Biz taşlık tarafta Paradisio’da oturduk ve denize masalardan girdik. Kumluk kısımdaki tesisin adı ise Valsamidi. Deniz cidden çok güzeldi, oturduğumuz tesisi de çok beğendik. Burada bir retsina içtim ki, çok iyi geldi. Fiyatlar genel ortalamanın çok çok az üstünde bazı kalemlerde.

Tüm bu plajlar dışında adanın İngiliz turist merkezi Mirties bize hiç cazip gelmedi, yine Kalymnos’a bağlı ve çok yakın Telendos adasında da denize girmeniz mümkün. Bu adaya Mirties’ten her yarım saatte bir 3 Euro karşılığı tekneler kalkıyor. Platis Gialos ve Kantouni plajlarına da rüzgar kontrolü yaparak gitmenizi öneririm, çünkü buralar dalgaya açık koylar gibi gözüküyor. En çok aklımın kaldığı plaj ise Palionnisos oldu, maalesef programa uydurup da gidemedik.

Kalymnos Yeme – İçme

Bakalogatos

Adadaki ilk ve en sevdiğimiz akşam yemeğimiz burası oldu. Bir sokak arasında bulunan güzel bir restaurant burası. Bir Yunan tavernasından beklediğiniz her özellik mevcut. Yemekleri de bir o kadar güzeldi. Biz genellikle yemeklerimizi üç kişi yedik, dolayısıyla hesapları da buna göre paylaşacağım. Bu yemeğimizde elbette vazgeçilmez cacıki, fava, Kalimnos adasına özgür Mirmizeli Salatası ve ızgara kalamar yedik, yanında tabii ki uzo. Toplam 50 Euro hesap ödedik.

Marinos Restaurant

Buraya öğlen yemeğinde uğradık, haftanın her günü başka yemekler çıkıyor, bizdeki esnaf lokantaları tarzı öğlenleri çalışanlar da yemek yiyor. Adanın Panormos köyünde. Aynı zamanda bifteki gibi klasik yemekler de mevcut. Bifteki 9.5 Euro.

Anna’s Restaurant

Adanın en meşhur yeri hiç tartışmasız Aegean Tavern ve fiyatları da ada ortalamasından yüksek. Okuduğum yorumlar neticesinde sırf en popüler yer diye buraya gitmek içime sinmedi ve rotayı Anna’s Restaurant’a çevirdim. Burada ızgara ahtapot, kabak kızartması, yaprak sarma, cacıki, Mirmizeli Salatası yedik ve yine uzo… 48 Euro hesap ödedik. Mutlaka rezervasyon yaptırın.

T’aposperi

Adada bir noktada şansımız döndü ve orası da burası… Buradan itibaren biraz aksilik yaşadık. Burada yemekler unutuldu, sipariş verip beklediğimiz yemeklere yok dendi, geç geldi ve tüm bunlar yoğunluğa bağlandı, aslında sadece 4-5 masa vardı. Yediklerimizden kaburga biraz sertti, tavuk ise cidden lezzetliydi. Biz kalamar söylemiştik, fakat unutuldu. Üç kişi için 31.5 Euro hesap ödedik.

View Snack Cafe

Son gün yola çıkacağımız için burada yemek yemeye niyetlendik. Öncelikle manzara gerçekten muhteşem, ama mekan için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Birçok yemek yoktu, maalesef çalışanların yemeklerin varlığıyla ilgili bilgisi de yoktu. Yine unutulan yemekler oldu. Bu manzara elbette kokteyl istiyordu, kokteyl dışında salata ve hamburger yedik. Toplam 30.5 Euro hesap ödedik. Buraya bence bir tek günbatımı seyrederken bir şeyler içmeye gelin.

Tüm bunlar dışında Panormos’taki Fragkos‘ta dondurma güzeldi, merkezde De Mercado‘da yediğim tart ise muhteşemdi. Plajlar kısmında saydığım Pirates of Kalymnos ve Paradisio’yu yüzerken aynı zamanda öğlen yemeği yerleri olarak da rahatlıkla düşünebilirsiniz.

Kalymnos’un merkez şehri Pothia adadaki hemen hemen tüm nüfusun yığıldığı yoğun bir şehir, özellikle Yunanistan’ın mesai saatlerini düşündüğünüzde sabahtan öğlene kadar çok kalabalık oluyor, yer yer İstanbul trafiğini aratmıyor dersem biraz abartarak da olsa doğru bir şey söylemiş olurum. Yukarıda dediğim gibi, Kalymnos çorak bir ada, aynı zamanda dağlık. O yüzden adanın yerleşime uygun bölgesinde vadiye yerleşmiş bu şehir. Yukarıdan görünüşü biraz fazla beton dursa da, içindeyken öyle hissettirmiyor, çünkü rahatsız edici bir mimarisi yok.

Adanın gezilecek yerlerinden bahsederken birkaç noktayı da es geçmemem lazım. Şehrin koruyucu azizi Saint Savvas adına yapılmış olan Saint Savvas Manastırı, Kalymnos’u kuş bakışı gören çok güzel bir manzaraya sahip. Aynı zamanda içi de çok güzel. Yine manzara seyretmek için Emporios tarafına giderken uğrayabileceğiniz Saint Georgios ve Saint Nektarios da değerlendirilebilir. Telendos Adası’nı karşısına alan çok güzel bir manzara var burada da. Kilise kısıtlı saatlerde açık, ama yine de biraz tırmanışla manzaraya ulaşabiliyorsunuz.

Bitirmeden önce ilginç bir olay anlatacağım.

Adadaki ilk akşamımızda yemeğe gitmeden önce biraz uzanmış, yol yorgunluğunu atmaya çalışırken saat tam 8’de çok güçlü bir patlama sesi duyuldu. Önce dini bir olay gibi düşündüm, ses yine gelince doğalgazla ilgili bir durum gibi geldi. Sonra sesler durmayınca yavaştan gerilmeye başladım, cidden çok güçlü seslerdi. Yataktan kalkıp balkona doğru yürürken aklımdan manasız düşünceler geçti, henüz yola sabah çıkmıştık, daha haberlere hiç bakmamıştık, o beş saniyede yine aklımdan saçma sapan şeyler geçti, herhalde Üçüncü Dünya Savaşı başladıysa ya da Rusya – Ukrayna savaşı Avrupa’ya sıçradıysa sıra Kalymnos’a bu kadar çabuk gelmezdi. Derken nihayet balkona vardım ve etrafta kimsenin istifini bozmadan hayatına devam ettiğini gördüm. Demek ki bir şey yoktu. Bari video çekeyim dedim, ama patlamalar devam etmedi.

Otelde çalışan ve Türkler’i çok seven, bizi gördüğü her an konuştuğu tüm misafirleri bırakıp vakit kaybetmeden bizimle ilgilenmeye başlayan kadına sordum, meğer Kalymnos’ta bu bir paskalya adetiymiş, fakat her türlü kutlamada da dinamit patlatabiliyorlarmış. Diğer üç gün boyunca bir daha olmadı. Olur da yolunuz bu güzel adaya düşerse ve bu sesleri duyarsanız korkmayın.

Türkler’i çok seven dedim ya… Bir akşam biz otele dönerken, o da mesaisi bitmiş motorsikletiyle geçiyordu, kask falan da olunca biz tanıyamadık tabii, bir anda sokakta Türkçe “iyi geceler” diye bir ses yankılanınca anladık kim olduğunu. İşte böyle hoşluklar geziyi daha da güzelleştiriyor. Bizden de bir kalinihta.

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *