İzmir’in Yanıbaşında – Sığacık Pazarı

“Yavaşlığın düzeyi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın düzeyi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır. Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır. Bir şey anımsamak isteyen kimse yürüyüşünü yavaşlatır. Buna karşılık, az önce yaşadığı kötü bir olayı unutmaya çalışan insan elinde olmadan yürüyüşünü hızlandırır.”

Cittaslow/sakin şehir hareketinin Türkiye sayfasında alıntılanmış Milan Kundera’nın bu sözleri. Bu hareketi hatırlatmamın sebebi ise, bu yazıda size Türkiye’deki on sakin şehirden biri olan Seferihisar’ın mahallelerinden olan Sığacık’tan ve burada kurulan pazardan bahsedecek olmam.

İzmir’e yaklaşık bir saat uzaklıktaki Sığacık, Pazar günleri önünde bulunan sakin şehir sıfatının aksine, büyük bir kalabalığı ağırlıyor daracık sokaklarında. Hatta öyle ki, yaz aylarında, biraz abartıyla, bütün İzmir’in, şehirlerinde her türlü imkan olmasına rağmen Pazar gününü Sığacık’ta geçirdiğini söyleyenler var. Kışın dahi hatırı sayılır bir kalabalık oluyor Sığacık’ın Kaleiçi sokaklarında.

Sığacık, Seferihisar merkezine on dakika mesafede, ufak bir yerleşim yeri. Buranın bilinirliğini arttırıp, ünlü olması Kavak Yelleri gibi diziler sayesinde olmuş. Temel olarak Sığacık Kalesi’nin “surları” içerisine kurulmuş bir şehir burası, Ege’nin küçük köylerinden alışık olduğumuz gibi alçak beyaz evler ve daracık sokaklardan oluşuyor.


Sığacık sokakları, Pazar günleri adeta bir kermes gibi, geniş bir pazar alanına dönüyor. Fakat aklınıza bir meyve-sebze pazarı gelmesin, burada yaşayan insanların yaptıkları yöresel ürünleri evlerinin önünde satması üzerine kurulu bir pazar konsepti burası. Otlu börekler, ev açması baklavalar, kurabiyeler, yaprak sarmaları ve hatta buraya başka şehirlerden yerleşmiş olanların hazırladığı, geldikleri yöreye ait yemekler.

Bunlar dışında reçeller, insanların kendi yetiştirdikleri Ege bölgesinin otları, enginarlar ve hatta keşkek gibi iştah açıcı seçenekler de sizleri bekliyor.


Kale Kapısı adı verilen bölgeden içeri girer girmez, önünüze “Kavak Yelleri” adında bir “gözleme evi” çıkıyor, burası dizide Aslı karakterinin evi olarak bilinen yer. Önünde diziden fotoğraflarla pazarlanıyor, insanlar içeri çekilmeye çalışılıyor.

Sonrasında ise kalabalık sokaklara giriyorsunuz, iki taraflı standlar kurulduğu için zaman zaman “trafik” duruyor, ama burası “sakin şehir”, sabırlı olmak ve beklemek durumundasınız.


Burada bizim sohbet ettiğimiz insanlar arasında, dikkatimi çeken bazı şeyleri de paylaşmak istiyorum. Buraya yerleşmiş bir Alman kadın, tüm yöresel ipuçlarını öğrenmiş, kendi yaptığı turunç reçellerini, kurutulmuş meyve kabuklarını satıyordu. Bir başka standda çok beğendiğimiz börekten daha fazla almak için geri döndüğümüzde, bittiğini gördük. Biraz sohbet ettik, “burayı daha çok bir işyeri olarak kullanıyoruz” dediler, “haftasonu gelip, yaptıklarımızı burada satıyoruz ve sonra yaşadığımız eve gidiyoruz.”

Tesadüfen girdiğimiz bir ara sokakta rastladığımız butik otelin işletmecilerinden biri ise, “burası iki üç yıl önce daha iyiydi, şimdi çok kalabalık, tadı kalmadı” diye dert yandı.

Buraya gelen kalabalık ise, genellikle pazar bölgesinde gezip, diğer sokakları atlıyor. Oysa ki sokaklarda her Ege köyünde görmeye alışık olduğumuz manzaraların yanı sıra, yöre halkının yine hemen hemen tüm köylerde rastlayabileceğimiz parlak buluşlarına rastlamak da mümkün.

Ara sokaklarda vakit geçirdikten sonra, limana çıkıyoruz. Burada benim en sevdiği mekan sahilde bulunan Çelebi. Uzun zamandır güzel bir kalamara denk gelemediğim için, hasretle kalamar söylüyoruz ve yanına da midye dolma…

Yemekten sonra ise biraz deniz kenarında yürüyüş yapabilir, kaleye çıkabilirsiniz.


Sığacık çoktan keşfedildi, bir Pazar gününüzü orada geçirirseniz o sakinliği çok fazla hissedemezsiniz belki, ama yine de önce sokaklarda, yörede yaşayanların yaptığı yemeklerin lezzetine varıp, sonra sahilde yiyeceğiniz kalamarlar için buna değer!

Eğer vaktiniz kalırsa, Sığacık’a üç kilometre uzaklıktaki antik şehir Teos’u da ziyaret etmeyi unutmayın!


Nasıl Giderim?

İzmir’den Sığacık’a ulaşım çok kolay. Bunun için özel aracınızla gitmiyorsanız iki alternatifiniz var. İlki 730 numaralı belediye otobüsü, yaklaşık 45 dakikada Seferihisar’a ulaşıyor. Fahrettin Altay Aktarma Merkezi’nden kalkıp, Narlıdere, Güzelbahçe rotasını takip ederek Seferihisar’a gidiyor. İzmirimkart ya da eski adıyla Kentkart ile 4.20 TL.

Aynı zamanda Fahrettin Altay ilçe garajından kalkan dolmuşlarla ulaşımınız da mümkün, sanırım rekabet oluştuğundan olsa gerek, söylendiği kadar hızlı gitmiyor bu dolmuşlar. Belediye otobüsü ile aynı rotayı takip ediyorlar, ücretleri 4.5 TL ve yarım saatte Seferihisar’a ulaştığı söylense de, uygulamada bu süre 45 dakikadan az değil.

Seferihisar’a ulaştıktan sonra ise, Sığacık yol ayrımında inip, oradan geçen Seferihisar Sahilleri dolmuşlarına binerek Sığacık’a ulaşabilirsiniz.


Bu yazı ilk kez 17 Şubat 2016’da gezi.com’da yayımlanmıştır. 

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *