Kahramanmaraş

Geçen sene bahar aylarında yaptığımız Adana – Mersin gezisine, mide kaynaklı sebeplerle Gaziantep’ten başlamaya karar verince, bir de değişiklik yapmak istemiş ve bölgede görmediğimiz tek şehir olan Kahramanmaraş’a çevirmiştik yolumuzu. Bir sabah ritüeli olan Metanet’te beyran çorbası ve ardından Zekeriya’da katmer ile birlikte Kahramanmaraş yoluna koyulmuştuk.

Kahramanmaraş, bu ünvanını 1973 yılında almış. Bunda Milli Mücadele döneminde şehrin oynadığı rolün yanı sıra, elbette siyasi etkenler de söz konusu. Milli mücadele dönemi demişken, bu konuya değineceğim zamana doğru şehri gezmeye başlayalım.

Şehrin merkez meydanında, günümüzün modası olduğu üzere, Kahramanmaraş yazısı yazılmış, bu yazı “Kahramanmaraşk” şeklinde tamamlanmış ve bir de madalya eklenmiş sonuna. Bu meydandan geçerek ilk durağımız kaleye doğru gidiyoruz.

IMG_3309

Kale dediğimiz yer aslında büyük oranda bir tepeden ibaret, bütün bir yapıdan bahsetmek zor. Tepede bir çay bahçesi var, şehir manzarası seyretme imkanı da ve bir de belediyeye bağlı bir müze.

IMG_3266

Müzeyi gezdiğiniz zaman bizim gibi şaşırabilirsiniz… Atatürk’süz Çanakkale anlatımlarına rastlayabiliyoruz birçok anlatımda, fakat ben ilk kez Atatürk’süz bir “milli mücadele / Kurtuluş Savaşı” anlatımı gördüm bu müzede. Kahramanmaraş, Güneydoğu Anadolu’da örgütlenen direnişte önemli rol oynamış bir şehir, Fransız işgalinin sonlanmasında Maraş halkı etkin rol oynamış.

Fakat müzenin anlatımına göre, aslında Anadolu’da olan biten bir şey yok. Bir anda Maraş halkı “yeter” diyor ve elbette bu anlatımda din büyük faktör. Din adamları halkı örgütlüyor ve direnişe çağırıyor. Çünkü namaz kılınamıyor şehirde… Gaziantep’in ve bölgedeki diğer şehirlerin bir şey yapacağı yok, oraları da gidip Maraş halkı kurtarıyor hatta. Atatürk diye biri var mı? İşte o biraz muallak… Müzede bir yerde adı ya geçiyor, ya geçmiyor.

IMG_3280

Sinirlerim bozuluyor ve çıkıyoruz müzeden. Daha henüz acıkmamışken, Kahramanmaraş’ın en ünlü yerlerinden biri olan Kocabaş Konağı’na oturuyoruz. Bu bölgenin yöresel yemeklerinin tadına bakacağız.

Burayı işleten kişi, bir kadın, Kadriye Mezir, aslında Zonguldaklı. Evlenip geldiği Kahramanmaraş’ta, 25 yıldır yaşıyor ve 2014’ten beri bu konağın işletmesini üstlenmiş durumda.  “Eşkili” çorba, çiğ köfte, tandır, mumbar… Yemeklerin hakkı da verilmiş, lezzetliler.

IMG_3297

Tabii ki buraya kadar gelmişken, bir ikinci durak da Yaşar Pastanesi.

Kahramanmaraş’ın bilindiği gibi en ünlü simgelerinden biri, “Maraş Dondurması…” Yaşar Pastanesi de bu dondurmanın şehre dışarıdan gelenler açısından en bilinen noktası. Sert dilimler halinde servis edilen bu dondurmanın, en büyük sırrı keçi sütü. Tercihen, bölgede bulunan keven otları ile beslenen keçilerin sütünden yapılması en iyisi. İçerisine sahlep ve tarçın da eklenirse daha da iyi… Maraş’ta bulunan yabani orkidelerle de dondurmaya hoş bir koku verilirse, işte o zaman mükemmel tat yakalanıyor.

Yaşar Pastanesi, aslında MADO’nun doğduğu yer. Hala da birbirleriyle bağlılar… Her ne kadar uzun zamandır, tahmin edilebilecek sebeplerle MADO’ya gitmiyor olsam da, burada Yaşar Pastanesi’ne uğramamak olmayacaktı. Şunu söylemekte fayda var ki, MADO’nun dondurmalarından çok çok daha güzel burada yediğimiz Maraş dondurması.

Ve şehirdeki son durak, Kahramanmaraş Arkeoloji Müzesi…

Genel olarak bütün şehirlerin arkeoloji müzeleri benzer gelmeye başlayabilir size bir süre sonra ki çok normaldir bu. Üstelik, Kahramanmaraş gibi, görece az ziyaret edilen bir şehirden de aksini beklemek pek doğru olmaz. Bölge hakkında bilgileri derli toplu verse yeter… Fakat Kahramanmaraş Müzesi, bu konuda bizi şaşırtıyor.

Müzeye girişinizin ardından, çok güzel bir ortamda, bugün soyu maalesef tükenmiş olan Maraş Fili’nin fosili karşılıyor sizi. Sesler ve verilen görüntülerle salon çok güzel düzenlenmiş.

DSC_0055

Bu salonun ardından ise Direkli Mağarası kazısındaki bulgular, sanki bir mağarada geziniyorsunuz hissiyle sergileniyor ve sonrasında ise Domuztepe Höyük kazısının buluntuları aynı şekilde canlandırılıyor.

Sonrası klasik bir arkeoloji müzesi görünümünde devam ediyor. Özenilerek hazırlanmış bir müze burası. Kahramanmaraş özelinde kesinlikle fazlasıyla tatmin edici.

DSC_0061

Müze ile birlikte şehir gezimizi bitiriyor ve biraz da çarşısını adımlıyoruz. Bölgede genel olarak dikkatinizi çekecek olan tarhana yoğunluğu, Maraş’ta daha da baskın. Burada tarhana çerez olarak dahi tüketiliyor. Hafif tuzlu, ekşi bir tadı var.

Siz de kısa bir süreliğine bir “boğaz turu” yapmaya “döndüyseniz” bu bölgeye, gezinize biraz değişiklik katmak için görülebilecek bir şehir Kahramanmaraş. Etrafı da başka güzellikler saklıyor… Ben ancak kısıtlı zamanda yapabildiğimiz merkez gezisini anlattım.

IMG_3298

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *