Bavyera Yazıları 6 – Nördlingen ve Harburg

15 Milyon yıl önce bir meteorun çarpması sonucu oluşan kraterin içine kuruluyor Nördlingen. Bugün Almanya’daki 13 geoparktan biri.

Almanya’nın ünlü Romantik Yol rotası üzerinde en az ziyaret edilen şehirlerden biri burası. Aslına bakarsanız bunun bir sebebi var. Gerçekten de size çok fazla şey vaat etmiyor. Yine de yolunuz buraya düştüğünde elbette görülecek şeyler var.

Bazı blog yazılarında Almanya’nın masal şehirlerinden biri olarak gösterilse de Nördlingen mimari olarak benzer şekilde tanımlanan diğer şehirlerin verdiği etkiyi veremiyor. Fakat şehrin sınırlarına çıktığımızda, tüm bu durumla tezat olarak, toplam 2.7 km uzunluğunda Almanya’nın en iyi korunmuş surlarıyla karşılaşıyoruz, bu surlar yazının başında bahsettiğim krateri neredeyse birebir dönüyor ve bir nevi kraterin de sınırlarını belirliyor.

Nördlingen aynı zamanda bir “cittaslow”, yani yavaş şehir.

Gezimize yine bir Almanya klasiği olarak şehrin ana katedrali ile başlayalım. Nördlingen’de bu katedralin adı St. Georgskirche. 

Bu bölgede sıkça karşılaştığımız gibi, yine bünyesinde iki mimari akımı barındıran bir kilise burası. Yapımı itibariyle bir geç-gotik dönem yapısı olsa da, 18. yüzyıl itibariyle bugünkü barok haline bürünmüş. Kulesi Daniel Tower Nördlingen’in yuvarlak şeklini görmek için iyi bir nokta olarak söylense de, biz oradayken maalesef kapalıydı.

Katedralin kulesinden hala her akşam ve yıl boyunca “so, g’sell so…” sesi duyuluyor. (İşte böyle anlamına geliyor temel olarak.)

Katedralin hemen yakınında 600 yıldır Rathaus olarak kullanılan (yani belediye binası) Nördlingen Taş Evi var. Binanın hemen dışındaki merdivenler 1618 yılında meteorun oluşturduğu kraterden alınan taşlarla yapılmış.

Nördlingen’de hala bir kısmı tabakhane olarak kullanılan bir bölüm de var; Gerberviertel. Bir dönemin en makbul şehir sakinleri Nördlingen’de bu bölgede yaşarlarmış.

Şehir surlarına ilerlemeye başlamadan önce dikkatinizi bir bina çekecek. Burası bir zamanlar manastır olarak kullanılsa da, reform hareketlerinden sonra tahıl ambarına dönüştürülmüş güzel bir bina, Klösterle. 

Bu noktadan şehir müzesi Stadtmuseum‘a doğru ilerleyip şehrin surlarına çıkabilirsiniz. Yukarıda bahsettiğim gibi, bu surlar boydan boya dönebileceğiniz ve yaya erişimine açık Almanya’nın en iyi korunmuş surları arasında gösteriliyor. Yürüyüşünüz boyunca birçok burca denk geleceksiniz.

Biz yarım daire çizip Feilturm‘dan surlardan ayrılıyoruz, burası hapishane olarak kullanılmış bir kule.

Muhtaç insanlar için yapılmış Seelhaus ve hemen yanında Salvatorkirche var. Bu kilise bir manastır-kilise olarak 1401-1422 yılları arasında yapılmış.

Surları üzerine çıkmadan, kenarından takip ederek bir süre yürürseniz karşınıza Kornschranne çıkacak. Nördlingen’deki mısır ticaretinin merkezi burası.

Nördlingen’de aynı zamanda geopark olması sebebiyle bir krater müzesi de bulunuyor. Hatta öyle ki müzede NASA’dan kalıcı olarak alınmış bir ay taşı örneği bile var.

Tıpkı Ulm’de olduğu gibi, Nördlingen’de de önerim turizm bürosundan bir harita alarak, haritada oluşturulan rotayı temel almanız. Böylece dağılmadan ve vakit kaybetmeden şehri olması gereken haliyle görmüş oluyorsunuz.

Nördlingen’de aynı zamanda Samocca adlı güzel bir kafe de bulunuyor. Bu kafenin özelliği çalışanlarının -çoğunlukla zihinsel olmak üzere- engelli bireyler arasından seçilmiş olması. Down sendromlu çalışanlar dahil olmak üzere, bu insanların bu şekilde topluma kazandırılması ve üstelik dışarıdan belirgin bir destek almadan bu işi yapabiliyor olmaları mutluluk verici. Ülkemizin ise bu açılardan hala çok yol alması gerektiğine dair maalesef sadece küçük bir örnek.

Şimdi sırada Harburg var…

Nördlingen daha çok Almanya Romantik Yol rotalarında bulunduğu için muhtemelen bu bilgi bu yazıda çok işlevli olmayacak, fakat yine de bizim gibi Bavyera içinde günübirlik seyahat etmek isteyenler açısından Bavyera biletinden bu yazıda da bahsetmek istiyorum.

Bayern Ticket olarak bilinen bu bilet size Bavyera eyaletinde günlük sınırsız seyahat etme olanağı sağlıyor. Tek kişi için 25 Euro, ama bundan sonra her yeni kişi için 6 Euro ekleniyor. Yani kişi sayısı arttıkça, biletin kişi başına düşen ücreti azalıyor. Bu biletle Bavyera eyaletinde tüm bölgesel trenlere (R, RE ve ALX kodlarıyla gösteriliyor) ve aynı zamanda şehir içindeki toplu taşıma araçlarına binebiliyorsunuz. 

Biz işte şimdi bu biletle Münih’ten Nördlingen’e geldik ve şimdi de Harburg’a gidiyoruz.

Harburg, Nördlingen’e yalnızca 20 dakika uzaklıkta küçük bir kasaba. Münih yolu üzerinde olduğu için vakit kaybetmeden buraya uğramanız mümkün.

Burayı asıl ziyaret amacımız kalesini görmek. Bugünkü hali 18. yüzyıldan kalma bu kalenin. Kışın yalnızca kale arazisini gezebiliyorsunuz, içini gezebilmek için yazın gelmeniz gerekiyor.

Nitekim biz gezerken de kalede restorasyon çalışmaları vardı ve kale yaklaşan yaza hazırlanıyordu. Biz de yalnızca arazisini gezmekle yetindik ve şehre indik.

Wikipedia’da verilen bilgilere göre Michael Jackson bu kale için “hayallerimin kalesi” demiş ve hatta kaleyi satın almaya çalışmış, tabii ki başarılı olamamış. Fakat bu söze kapılıp da giderseniz biraz hayalkırıklığına uğrayabilirsiniz.

Bu kalenin Almanya’da 2. Dünya Savaşı dahil hasara uğramamış nadir kalelerden biri olduğunu da ekleyelim.

Kaleden güzel bir şehir manzarası görmek de mümkün.

Sisli bir gün olmasaydı eminim daha da güzel gözükebilirdi.

Harburg şehir merkezinde bir de 1700’lü yıllardan kalma bir taş köprü bulunuyor ve üzerinden geçtiği Wörnitz Nehri’nde güzel yansımalar yakalamanızı sağlıyor köprüden çektiğiniz fotoğraflarda.

Nördlingen ve Harburg ancak geniş zamanlarınız varsa görmek isteyebileceğiniz, ya da Romantik Yol gezinizde uğrayabileceğiniz, ama çok fazla vakit geçirmeyeceğiniz yerler. Ben daha farklı beklerken, beklediğimden daha azını buldum buralarda açıkçası.