Kafkaslar’da On Gün 3 – Mtskheta

Tiflis’e yarım saat uzaklıkta, verdiği his bakımında bir “cittaslow” gibi duran bir şehir Mtskheta… Gürcistan’a bir dönem başkentlik yapmış, çok eskiden, 3. yüzyılda… Daha sonra Kral Gorgasali başkenti Tiflis’e taşımış, fakat Hristiyanlığın bu coğrafyadaki yayılımı buradan başladığından manevi önemini hiç kaybetmemiş.  Şehir aslında yarım günde bile bitebilecek bir şehir, ama aceleye ne gerek var?

Mtskheta’ya Tiflis’ten Nasıl Gidilir?

Bunun için üç yol var.

Tren seçeneklerden biri, fakat sayısı çok az, saatlerini kontrol etmenizi öneririm. Denemediğim için konforu hakkında bir şey söyleyemiyorum. Ortalama 1 saatte ulaşıyor Mtskheta’ya, yani biraz yavaş. Fakat gerçekten, aceleye ne gerek var?

Bir başka seçenek ise taksi, gidiş geliş 30 lari’ye (1 lari, 1.5 TL gibi düşünebilirsiniz) kadar düştüler beni ikna etmeye çalışırken. Ben bu seçeneği önermiyorum, çünkü gidiş geliş anlaştığınız bir taksiyle, şehirde rahat rahat gezmeniz mümkün olmayacak tahminimce. Ben özgürlüğümü kısıtlamamak için taksiyi tercih etmedim.

Marshrutka ise bir diğer yol. Tiflis’te Didube Otogarı’na gidiyorsunuz öncelikle. Metroyla gitmeniz mümkün. Didube istasyonunda ineceksiniz… Ardından ise metro istasyonu çıkışında etrafınızda size nereye gitmek istediğinizi soran insanlar belirecek, hepsi taksici… Onları savuşturacaksınız ve onlara Mtskheta’ya nereden gidebileceğinizi sormayacaksınız, çünkü sizi minibüse götürür gibi yapıp götürmeyecekler. Marshrutka şoförlerine sorabilirsiniz, iyi kötü anlaşırsınız ve en nihayetinde marshrutkanızı bulduğunuzda biletinizi alıp öyle bineceksiniz. Minibüslerdeki tabelalar tamamen Gürcü alfabesi ile yazılıydı, o sebeple teyit edin. Tek yön bilet ücreti ise 1 Lari ve yaklaşık yarım saatte Mtskheta’ya ulaşıyor.

Mtskheta Gezilecek Yerler

Mtskheta’da marshrutkadan indiğinizde öncelikle şehrin ana meydanına gidin. Buranın adı Arsukidze. Burada bir turizm bilgi bürosu var, oradan haritanızı alın ve bürodan karşıya geçin, işte ilk durağımız.

Svetitskhoveli Katedrali… Dışarıdan gerçekten çok güzel gözüküyor, içeri girerken bir papaza rastlıyorum. Elinde bir fırça, yanında bir kova… Gelen geçene su fırlatıyor ve bağırarak bir şeyler söylüyor. Kahkahalarla gülüyorum. Çok eğlenceli geliyor bana bu… Papazı atlatıp, içeri giriyorum ve katedral karşımda.

DSC02653

Efsaneye göre, İsa’nın çarmıha gerilmesi sırasında Kudüs’te bulunan Mtskhetalı Yahudi Elioz, Mtskheta’ya bir kaftanla döner. Kız kardeşi Sidonia bu kaftanı ondan alır, fakat kısa zaman sonra hayatını kaybeder, kaftanla birlikte gömülür. Bundan yüz yıllar sonra Kral Mirian Mtskheta’ya ilk kiliseyi yapar, kilisenin tam merkezinde ahşap bir kolon bulunmaktadır.

Bir gece Aziz Nino burada dua ederken kolon tam da kaftanın gömülü olduğu yere gider kendi kendine…

Bundan yüz yıl sonra ise Kral Gorgasali, buradaki kilisenin yerine taştan bir başka kilise yapar. Kilisenin içinde gerçekten çok güzel freskler bulunuyor.

Katedralden çıkıp, bir başka kiliseye gidiyorum. Samtavro Kilisesi… Bu kilise Kral Mirian ve Kraliçe Nana’nın gömülü olduğu kilise. Hemen yanında Aziz Nino’ya adanmış ufak bir başka kilise var.

DSC02713

Mtskheta’da aynı zamanda Jvari isimli bir başka kilise daha bulunuyor. Buraya ulaşmanız için maalesef tek yol taksi. Gidiş – geliş 20 Lari gibi bir fiyata anlaşmanız mümkün, yol yaklaşık 11 kilometre.

Yukarıdan harika bir Mtskheta manzarası sunuyor size.

Ve elbette Mtskheta sokakları. Arnavut kaldırımlı, dar sokaklar… Size, yazının başında bahsettiğim cittaslow hissini veren yer bu sokaklar.

Zaten küçük bir şehir, rastgele sokakların arasında girseniz bile, birkaç zaman sonra yine aynı yere dönmüş olacaksınız. Ana caddede ise standlar ve hediyelik eşya dükkanları var.

Ve gezinin sonuna doğru, ana caddenin meydana bakan kısmında, Old Taverna isimli bir yerde, güveçte harika bir et yiyorum. Yanına da bira ısmarlıyorum, fakat yanlış tercih. Tüm bu on günün sonunda söyleyebilirim ki, Gürcüler bira yapma konusunda iyi değiller. Uluslararası markaları tercih etmeyecekseniz, şaraptan şaşmayın.

IMG_3289

Tiflis’te vaktiniz varsa gerçekten görmeye değer bir yer Mtskheta. Sizi mutlu etmeden şuradan şuraya bırakmıyor. Verdiği his ayrı… Hani etrafta arabalar olmasa, sanki Ortaçağ’a geri dönmüşsünüz, bu şehir orada kalmış gibi…

DSC02770

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

1 comment