Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ülkemizde daha çok yaz ve kumar turizmi ile tanınıyor, adayı ziyaretlerin temel sebebini bunlar oluşturuyor. Oysa Kuzey Kıbrıs bunların yanı sıra, birçok başka şey de vaat ediyor size.
Bu bayram yine Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret edince bu listeyi hazırlamaya karar verdim. Bu listeyi uygulamak ve Kıbrıs’ı bu şekilde gezmek isterseniz, öncelikle mutlaka araba kiralamanız gerekiyor, zira adada toplu taşıma olanakları kısıtlı. Ben bu kez Ayaz Rent a Car‘ı tercih ettim. Otomatik vites, benzinli Hyundai Elentra’yı günlüğü 120 TL’den kiraladım ve çok memnun kaldım. Adadaki hayatın nasıl işlediğine bir örnek olsun, arabayı dönüş yolculuğumda havaalanına bıraktığımda beni kimse karşılamadı. Arabayı park yerine bıraktım ve anahtarı da orada bulunan firma kutusuna attım. Karşılıklı güven ilişkisi söz konusu yani.
Kıbrıs’ta trafik soldan akıyor ve kurallar gereği kiralık arabaların tümünde direksiyon sağda. Plakada yer alan “Z” harfi ise arabanın kiralık olduğunu gösteriyor, dolayısıyla trafikte size dikkat ediyorlar.
Aynı zamanda hız sınırları yol boyu sık sık kameralı radarlarla kontrol ediliyor. Yaya geçitlerinde durmanız gerekiyor, zira insanlar da buna göre hareket ediyorlar. Bizde “göbek” olarak bilinen çemberlerde ise sağdan gelene, yani çemberin içinde olan arabaya mutlaka yol vermeniz gerekiyor. Kısacası kurallar Türkiye’ye göre daha iyi uygulanıyor.
Ve gelelim Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret etmek için 10 sebebe…
Girne Limanı
En klasik örnekle başlayalım… Kartpostal gibi manzarası ve etrafındaki tüm restaurant ve kafeleri ile Girne Limanı seyrine doyulmaz bir manzara sunuyor size. Limanın ucunda bulunan Girne Kalesi ve içerisinde yer alan gemi batığı ise birçok turisti kendisine çekiyor. Kıbrıs’ta atlanmaması gereken en önemli noktalardan.
St. Hillarion Kalesi
Girne’ye yakın bir noktada bulunan, Buffavento ve Girne Kalesi ile birlikte bir üçgenin köşelerini oluşturan kalelerin en ünlülerinden biri. Disney’e ilham kaynağı olduğu söyleniyor. Kalenin en üst noktasına ulaştığınızda ise, yazın en sıcak günlerinde bile ödülünüz güzel bir esinti oluyor.
Meyhane Kültürü
Kıbrıs her ne kadar bir ada olsa da, mutfak kültürü balık üzerine kurulu değil. Dolayısıyla meyhane kültürü denilince aklınızda balık gelmesin. Sizin sipariş vermediğiniz, mekanlara göre değişen sayıda mezenin siz istemeden önünüze geldiği, sadece içkinizi seçip beklediğiniz, yer yer canlı müziğin eşlik ettiği bir kültür bu meyhane kültürü. Elbette Kıbrıs’ın ünlü yemeği Şeftali Kebabı da menünün içinde. İçki fiyatlarının uygunluğunun da etkisiyle, gelecek olan hesap muhtemelen Türkiye’de ödeyeceğiniz hesabın epey altında olacaktır.
Bellapais Manastırı
Eşsiz bir mimari, beklentilerinizin ötesinde bir güzellik… Türkçe adı Beylerbeyi olan, kendisiyle aynı ismi taşıyan bir köyde bulunuyor bu manastır. Köy aynı zamanda bir dönem Kıbrıs’ın Acı Limonları isimli kitabın da yazarı olan Lawrence Durrell’a da ev sahipliği yapmış. Köyden harika bir Girne manzarası görülüyor.
Değişen Lefkoşa
Gelelim genelde sohbetlerde, “adanın en yaşanmayacak yeri” olarak değerlendirilen başkenti Lefkoşa’ya. Bu görüşe ben de katılırım, Kıbrıs’ta yaşasam muhtemelen yaşamak için Lefkoşa’yı seçmem. Üstelik Lefkoşa yaz aylarında diğer şehirlere göre daha da sıcak bir havaya sahiptir. Fakat şehrin güzelliğini örtmeye yetmez bu… Dünyanın sayılı bölünmüş başkentlerinden biri olan Lefkoşa’nın kuzey tarafında, Dereboyu’nda açılan yeni uluslararası markaların mağaza ve kafelerine, eski Lefkoşa’da yer alan tarihi hanlarda yiyeceğiniz yemeklere ve çarşısından alabileceğiniz ünlü Kıbrıs el sanatları ürünlerine merhaba deyin. Lefkoşa ada gezinizin güzel bir noktası olacaktır.
Karpaz
Şimdi buraya kadar okuduğunuz her şeyi unutun, ada denizden, kumardan ibaret değil demişim, geçin. Karpaz size öyle bir deniz vaat ediyor ki, sırf bunun için bile yazın buraya gelmek isteyebilirsiniz. Fakat mümkünse Temmuz ve Ağustos aylarını pas geçin, sıcaklara aranız hoş değilse denemeyin bile. Kuzeyin en ünlü milli parkı, özgür eşeklerin dolaştığı, Rumlar için de önemli bir yer olan Karpaz, Kıbrıs haritasını göz önüne getirdiğinizde sivri uçta… Altınkum plajının adını hakkını veren kumlarından, tertemiz denize atlayabilir, geceyi de bungalovlarda geçirebilirsiniz. Adanın en uzak noktası olsa da o yola değiyor.
İçki Alışverişi
Şimdi yine en başta eleştirdiğim anlayışa yenik düşüyor olsam da, bunu görmezden gelemeyiz. Duyduklarınız doğru, adada içki ucuz. En basit örnekle, 2017 Haziran itibariyle Yeni Rakı’nın 70’lik şişesi 30 – 35 TL, Tekirdağ Rakı No: 10 70 TL, Jack Daniels’ın 100’lük şişesi ise ortalama 85 TL’ye satılıyor, yabancı içkilerde makas daralsa da yine de Türkiye’den ortalama 20-30 lira daha ucuza şişesini alabiliyorsunuz içkilerin. Ercan Havalimanı’nda bulunan duty free mağazasında da fiyatlar uygun olsa da, şehirde daha ucuz. Eğer ki bavulunuzda içki taşımak istemiyorsanız ve havaalanında vereceğiniz farklar kafanıza takılmayacaksa alışverişinizi havaalanına da bırakabilirsiniz. Sabit bir fiyatlandırma adada maalesef yok. Marketleri gezmeniz lazım. Girne’de Ertan, Ceyhun ve Ali Garip Marketler, Gazimağusa’da ise Lemar ve 1001 Çeşit Extra’nın yanı sıra, Çilem ve Sakarya Marketler en bilinen alışveriş yerleri.
Gazimağusa
Kıbrıs’ın doğusunda yer alan Gazimağusa, eğlence anlamında Girne’den geri kalmış olsa da, deniz anlamında çok daha iyisini vaad ediyor. Salamis Antik Şehri, suriçi, St. Barnabas Kilisesi gibi noktalar burada bulunuyor. Halk plajı Glapsides de, uygun fiyatlarla yeyip içebileceğiniz bir plaj. Karpaz’a kadar gidemeyecekseniz, Mağusa’yı tercih etmeniz daha mantıklı deniz için. Üstelik yazın bile bunaltmayı engelleyen hafif bir esintisi var. Lefkoşa ile arasında 10 dereceye yaklaşan sıcaklık farkları olabiliyor. (Tabii siz yine de buna güvenip Mağusa’ya gidip, Temmuz güneşinde ‘esmiyor’ diye dolaşmayın.)
Kapalı Maraş
Eski adıyla Varosha, Gazimağusa’nın yanı başında terk edilmiş bir şehir. Bu tarz yerlere ilgi duyuyorsanız sizi de fazlasıyla etkileyecektir. Şehre en yaklaşabileceğiniz nokta Palm Beach otelinin halka açık olan plajı… Bunun dışında askeri kimliğiniz yoksa şehrin içine giremiyorsunuz. Derinya yolunda, Maraş hattı boyunca ilerleyebilir, tel örgülerin arasından şehri seyredip, şehirde yarım kalmış hayatları düşünebilirsiniz. Maraş, uluslararası yapısı sebebiyle koz olarak alınmış, fakat bugün çürümeye terk edilmiş (dahası çoktan çürümüş) bir şehir. Çıkarılacak çok dersler var.
Kıbrıs Görüşmeleri
Bugün sürmekte olan Kıbrıs görüşmeleri olumlu sonuçlanırsa, ada bizim için bu kadar kolay ulaşılabilir olmaktan çıkacak. Bugün nüfus cüzdanıyla bile gidebildiğimiz Kıbrıs’a, olası bir birleşme sonucunda muhtemelen pasaportumuzla, dahası vizeyle gidebileceğiz. Üstelik şu dönemde gittiğinizde Kuzey’de, sanki bir şeyin işareti alınmış gibi sıraya girmiş uluslararası markaların mağaza açma yarışını görebilir, insanlarla sohbet ederken birleşme ile ilgili görüşlerin sadece Kuzey’de bile ne kadar farklı olduğunu fark edebilirsiniz. Bana göre kısa vadede bir çözüm olmayacak gibi dursa da, bakarsınız bir şey olur. Eğer öyleyse bu son zamanlarımız demektir, haydi Kıbrıs’a, tadını çıkarmaya…
Leave a reply