Teknoloji Çağında Seyahat Etmenin Anlamı*

* Bu yazı, Evan Rail’in “Why We Fly: The Meaning of Travel in a Hyperconnected Age” isimli kitabından, yazarın izni ile çevrilmiştir. Kitabın kindle versiyonuna ulaşıp, tamamını okuyabilmek için lütfen tıklayınız

“Seçiminiz ne olursa olsun, ya da ne kadar yol gittiyseniz fark etmez, umuyorum da bir ‘leydi’ olmayı seçmemişsinizdir. Umarım kuralları yıkmanın ya da başınıza biraz bela açmanın bir yolunu bulursunuz…” 

Nora Ephron

Seks turizminden, alkollü içkilerle dolu bir gemi seyahatine, seyahat etmek serbestlikler üzerine kuruludur ve bir yere gitmek bize evde yapamayacağımız bir şeye ulaşma şansı -en azından o şansa ulaşmak için bir ipucu- verir.

Normalden fazla içmek muhtemelen kuralları evde bırakan çoğu gezginin yaptığı en yaygın davranıştır, ‘muhafazakarlar’ arasında bile. Miriam Toews, “Karmaşık Kibarlık” isimli kitabında, “kiliseyi, resmi kurumları ve askerliği reddeden varlıklı Mennonitler** dahi, ki aslında teknik olarak varlıklı da olmaları gerekmiyor, Dakota’da ya da Hawaii’de içerler” diye yazıyor. “Onlar turneye çıkmış bir rock grubu gibiler, evlerindeki kurallar onlar için geçerli değil yoldayken…” Muhtemelen, bu askılı pantolon giyen sakallı ve hasır şapkalı çiftçiler, sadece birkaç kokteyl ile gevşemeye çalışıyorlar, otelin televizyonunu balkondan havuza atacak kadar ileri gitmiyorlar, ya da koridorlardaki yangın söndürücüleri…

Bu kuralları arkada bırakma duygusu, egzersizlerimiz, diyetimiz ve hatta hayatımızdaki alışkanlarımız için de geçerli. “Normalde bir koruyucu giyiyorum” diyor dış ses Saturday Night Live programında yayınlanan bir parodi reklamda, “ama sonra düşündüm de bir daha ne zaman Haiti’ye geleceğim?” Benzer olarak, çoğumuz bir buçuk kilo pastırmalı ve tereyağlı omletten biraz daha sağlıklı şeyler yeriz. Ama, bir kez kahvaltıda açık büfeyi gördüğünüzde nasıl olur da yulaf ezmesiyle yetinebilirsiniz?

Tüm bunlar sadece biraz rahata düşkünlük ve en azından bir kabul edilebilir sebep var: Bazı yiyecek ve içecekler için seyahat etmek onları tatmanın tek yolu. Bugün her şey neredeyse her yere gönderilebiliyor, ama eğer koyun sütü ve fermante olmasına yardımcı olsun diye eklenen sinek larvalarından yapılan yumuşak peynir casu marzu‘nun tadına bakmak isterseniz, mutlaka Sardinya’da bir kara borsa üreticinin izini sürmeniz gerekir, zira bu peynirin üretildiği tek yer orası ve Avrupa’nın geri kalanına gönderilmesi ise yasaklanmış durumda. Özellikle bazı hassas yiyecekler -örneğin Çek Cumhuriyeti’nin kısa ömürlü mayalı birası kvasnicove pivo, ‘guilt free’ yiyeceği kruvasan-donutları – gönderilebiliyor olsalar da, sıcaklık ve uzaklık lezzeti değiştirebilir, dolayısıyla bunların gerçekten neye benzediklerini bilebilmek için yapılacak şey üretildikleri yere gitmektir. Ve diğer yiyecekler, Hoi An şehrindeki malzemeler ve sadece suyla yapılan Vietnam noodle’ı cau lau örneğin, sadece orada bulunabilir. Aslında konu şu ki, her şey her yere gönderilemiyor – ve bunun iyi bir sebebi var, örneğin, casu marzu‘nunki gibi, içerisindeki larvalar yiyen kişinin görme yetisini kaybetmesine neden olabiliyor. Ve sık sık, tıpkı çeviri metinlerde olduğu gibi, bir “şey” taşıma esnasında kayboluyor.

Tüm bu farklı fikirlerin altında seyahat etmenin en mutlak sebepleri yatıyor,  derinlere bırakılan kazıklarla aynı mantıkta olmasına rağmen: Seyahat etmenin en genel sebebi kişisel deneyim. Yeni bir şeyler tatmak ya da yeni bir şey bulabilmek için, içmek için ya da yemek için seyahat ediyoruz, hissetmek, dokunmak ya da dokunulmak için… Kendimizi özgür bırakmak için seyahat ediyoruz ya da kendimizi bulabilmek için. Manevi ya da dünyevi olsun, bize bedenlerimizi gezegenin etrafına taşımamız için mutlak gerekçeyi veren şey bu arzu.

Ve her ne kadar iş için seyahat ediyor olursam olayım***, her seferinde daha çok anlıyorum ki seyahat hakkında en çok zevk aldığım şey, yaşadığım deneyimlerin tam tersini oluşturuyor.

Evan Rail – 2014

** Menonitler, ABD ve Kanada’da bulunan, Protestanlığın bir kolu, kiliseyi, askerliği ve kamu dairelerini reddederler.

*** Evan Rail gezi yazarıdır, dolayısıyla “iş için seyahat” derken bunu kastetmektedir.

 

 

 

 

Leave a reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *